Uzun yıllar Fransız sömürgesinde kalan olan Mali, 1959 yılında bağımsızlığını kazandıktan sonra, 22 Mart 2012 de gerçekleşen askeri bir darbe ile yüzbaşı Amadou Sanogo yönetimine geçti. Akabinde kuzey bölgesinin (AZAWAD), yıllarca uygulanan laikçi baskı ve dayatmalara karşı alternatif arayışların sonucu olarak bağımsızlığını ilan etmesi, bölgeyi yeni bir kaos ve savaş ortamına doğru götürmektedir. Bu durumu fırsat bilen Fransa ülke üzerine baskılarını yoğunlaştırmış ve bu baskılara boyun eğen darbeci Mali hükümeti de ülkenin kuzeyinde yaşanan gelişmeleri öne sürerek Birleşmiş Milletlerden askeri müdahale talebinde bulundu. BM Güvenlik Konseyi bünyesinde yapılan oylamada Mali’nin kuzeyindeki İslamcı unsurların yok edilmesi için askeri müdahale yapılmasına onay çıkarken ECOWAS’a müdahalenin planlaması için 45 gün süre verildi. Bu sürenin sonunda ECOWAS hazırladığı planı BMye sundu ve bu plan BM de kabul edildi. Eğer böyle bir müdahale söz konusu olursa, bölgede kan ve gözyaşı, açlık ve göç, sivil ölümler ve katliamların önüne geçilemez. Hal böyle iken, bölge insanının talepleri göz önüne alınarak, ortaya konulacak çözüm önerileri, ayrılıkçı guruplarca kabul edilebileceği ve diyalog kapılarının hala açık olduğu görülmektedir. Uluslar arası dayatma ve emperyalist politikalardan vazgeçip, insani çözüm üretme noktasında dünya sağlıklı bir sınav vermelidir.
Sorumlu bir STK olarak İHH Ankara, İnsani yardım çalışmalarının yanı sıra, İnsan Hakları alanında da hizmet vermek için gayret sarf etmektedir. Şu an Mali’de acil olarak, hem maddi hem de manevi desteğe ihtiyaç duyan, yarım milyona yakın yerinden yurdundan edilmiş hareketli bir halk kitlesi mevcuttur. Bu insanların birçoğu mülteci ya da kaçak durumundadır. Yakın gelecekte daha ağır şartlarla karşılaşacaklarını öngörmek hiçte zor değildir. Bu çerçevede neler yapılabilirizi kısaca özetlemek gerekirse;
1. Sahip olduğunuz maddi zenginlikler, bugünkü seküler küresel dünya da başınızı genelde derde sokar. Malide ki yaşanan sıkıntıların kısaca özeti budur. Paylaşmayan batı, bu yöndeki en ufak talebe karşı dahi, her türlü kan ve gözyaşını acımadan akıtacak durumda. Bu güne kadar birçok örneğini Afrika da ve diğer bölgelerde gördük. Her an Mali de benzer bir durumla karşılaşılabilir. Dünya genelindeki İnsan Hakları örgütlerine ve vicdan sahibi çevrelere -acil durum- çağrısı yapıyoruz.